1019 – 1523 Balkanlara Yüzlerce sene süren AKINLAR , savaslar , Göcler sonucu degisken etnoloji.
Kimilerine göre zenginlik kimilerine göre çatışma kaynağı.
Kimilerine göre “Bal” kimilerine göre “Kan”. Biz ona kısaca Balkan
diyoruz.İşte o Balkanlarda bir çok millet yaşıyor. Kimler yok ki.
. galyalilar, gibi gelmis gecmi etnik kökenden insanlar bulunur ….iki dünya savaşının da başladığı yer olan Balkan coğrafyası böylesine farklı millet ve soyların yaşadığı bir yerdir.Orta Asya ve Anadolu’dan Avrupa açılan koridorun merkezi olan Balkanlar, pek çok milletin göç yolu olmuştur.Stratejik yapısı milliyetçiliğin çekim gücünü oluşturur.Bu durum Balkanların renkli ama tehlikeli yüzüdür.
Dünya siyaset litaratüründe “Balkanlaşma” deyimi küçük parçalara ayrılmak anlamına gelir.Aslında bu tanım, Balkanlardaki millet zenginliği ve bu çeşitli milletlerin aralarındaki milliyetçilik çatışmalarından doğan bir kavram olmuştur.
renkli ama rizikolu bir bahçedir burası.Avrupa’daki milliyetçilik akımları buralarda filizlenmiştir.Bu yüzden de her zaman patlamaya hazır bir bomba gibidir.
Peçenekler:
1019 ve 1026 yıllarında Peçenekler Rusları yenip Tunanın güneyine indiler. 1035 yılında Makedonya ve Selanik’e kadar açılıp Bizans birliklerini bozdular. Ancak kendi aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle Bizans durumdan yararlandı. Bir tarafı kendine çekip diğer grup aleyhine kullandı. Tunanın kuzeyinden gelip güneye geçen Peçenek grubu Tunanın güneyindeki Peçeneklerle müttefik olan Bizans tarafından yenilgiye uğratıldı. Bunun sonucunda onbinlerce Peçenek Sofya-Niş arasına ve Makedonyaya yerleşitrildi. Peçenek büyükleri ve ileri gelenleri hristiyan oldular ve eridiler.
Kuman-Kıpçaklar:
1087 yılından başlayan Orta Asyadan Balkanlara son büyük türk göç dalgasını Kuman-Kıpçaklar oluşturdular. Önce buradaki Peçeneklerle birlikte hareket ettiler. Bizansa akınlar yaptılar. Peçeneklerin Çaka beyle birlik olup Bizansa Yürüme tehlikesi üzerine Bizans Kumanları yanına çekti. 1091 de Kumanlar Peçeneklerin üzerine saldırıp onları bozguna uğrattılar. 11'nci yüzyılda Kumanlar, bugün Ukrayna, Moldavya ve Transilvanya adlarıyla tanıdığımız büyük bir bölgeyi ele geçirmişlerdir.. Sonra bugün Moldavya ve Valahya olan bölgede "Kumanya" adında bir devlet kurmuşlar , 13'ncü yüzyılda Milkov adlı hükümdarları tarafından roman katolikliği resmi din olarak kabul edilmiştir. Su anda Romanya ve Moldovyada var olan Kumanlar Hiristiyan Katoliklerdir.
1523 yılında Komanya'nın yıkılmasından sonrada Kumanların etkisi bölgede hala güçlü kalmış ve yeni kurulan Valahya ülkesinin ilk hükümdarlarının Kuman isimleri olmuştur. Kumanlar tamamen Romanya ve Moldovyada bu bölgede toplanms ve orta balkanlarda , Rodoplara hic bir sekilde yasamamis ve yerlesik düzene gecmemislerdir.
Katalanlar:
1305-1307 arasında 2 yıl süreyle Bizans ordusundaki paralı asker olan Katalanlar ganimet anlaşmazlığı nedeniyle Trakyayı yağma ettiler. 1307 de Rodop dağlarından geçip Kassandriaya yerleştiler.1311de Atinayı ele geçirip burada 70 yıl egemen oldular.
Uzlar:
1065 yılında Bizansın Peçenekler karşısında barış istemek zorunda kalmasının yarattığı boşluktan yararlanarak 600 bin kişilik bir kütle halinde Makedonya ve Selanik taraflarına hücum etti. Mora yarımadasına kadar sarktılar. İklim koşulları ve disiplinsizlik nedeniyle zayıflaynca Peçenekler aniden Uzlara saldırıp çoğunu yok ettiler. Kalan Uzlar Balkanlar ile Anadolu’ya gectiler. Uz gençleri orduya alındı. Günümüzdeki Gagauzlarun bu Uzların kalıntısı olduğu düşünülmektedir.
1071 de Peçenek ve Uzlar Bizans ordusunda Selçuklu Sultanı Alparslana karşı Malazgirt savaşında yer adılar.
Güney Rusya Tatarları:
1264 yılında Tatarlar bulgarlarla birlikte Bizansa saldırdılar.1272 de Bizans Tatarlar ile anlaşmak zorunda kaldı. Bu dönemde Bulgaristan Tatar etkisi altında bulunuyordu.
Milattan Önce 2000 ve Pomaklar üzerine Tarihi Demografi
M.Ö.2000 sonlarında Balkan Yarımadası'nın güneyinden gelen Hint-Avrupa
sınıfına dahil "Achenler" Miken uygarlığını oluşturdular. Trakya'da ise
Yunanlı ya da Doryen olduğu anlaşılmayan Makedonya Krallığı M.Ö. 7
yy.da kurulmuştu. Bugünkü Arnavutluk halkı olan İliryalılar ve Tuna'nın
kuzeyinde bulunan Daçyalılar (Romenler) bölgeye yerleşmiştir. 6.yy.ın
sonlarına doğru Slavlar kuzeyden gelerek Bizans topraklarına yerleşmeye
başlar. Bulgarlar ise Hazarlardan kaçarak Bulgar-Slav bir devlet
kurarlar. Bizans İmparatorluğu bu devletlere bulundukları yerlerde
yerleşmeleri için izin verir. Yerleşme esnasinda Rodoplarda bulunan
balto slav kavimleri smolyanlar ile catismalar baslar. Bu devletler
Bizans'tan öyle etkilenirler ki Osmanlı Balkanlara girdiğinde her yerde
Bizanslaştırılmış köylülere rastlanır.
Anadolu Selçuklu Devleti
beyliklere bölündüğünde Osman Bey Bizans sınırında Osmanlı Beyliği'ni
kurar. Daha sonra bir devlet olarak "Fetih-Cihat" dönemi başlar. Osmanlı
tahtı babadan oğula geçerken her Osmanlı padişahı Balkanlarda yeni
topraklar alır. Fatih Bizans'ı aldığı gibi Balkanlardaki mirasını da
almak ister. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da Osmanlı sınırları
batıda Avusturya'ya kadar uzanır.Osmanlı Balkanları fethedince burada Osmanlılaştırma politikasını uygular. Fatih, İstanbul'u
alınca halkı sürmüş, buraya Türkmenler, Osmanlılaşmış Slav ve Yunanlıları yerleştirir. Fatih'in varisleri de bu politikayı izler. Balkan şehirlerinin çoğu bu çeşit halk yenilemesi sürecinden geçer. Osmanlı topraklarında yaşayıp Müslüman olmayan Zimniler, hiyerarşik önderlerinin sorumluluğunda Osmanlı yasalarına ters düşmeyecek dini bir topluluk oluşur. Yahudi, Ermeni ve Rumlar bu şekilde kendilerine birer önder seçerler. Bu ulus sistemi daima kuvvetlinin yani Osmanlı'nın lehine gerçekleşir. Balkanlarda din değiştirme avantaj sağlar. Cizye yok, adil yargı, güvenlik ve malın korunması, esir ise azat olunma, loncalara üye olma, yanlızca Müslümanlara verilen haklardır.
Osmanlı İmparatorluğunda başlayan yönetim krizi 17.ve 18 nci yy.'da hat safhada dır. Daha öncesinde ise başarılı fetihler bunu gizler. Ayrıca haremde dönen entrikalar krizin oluşumunda etkilidir. İkinci Viyana kuşatmasının başarısız olması Osmanlı ilerleyişinin durduğu anlamına gelir. Bu arada Balkanlarda da karışıklıklar meydana gelir. 17 nci yy.'da Balkan köylüsünün durumu iyileşmiş, burjuva kesimi ortaya çıkmıştır. Rönesans hareketleri Balkanlara kadar sokulmuş ve etkilerini göstermeye başlamıştır. Osmanlı'nın 18.yy.daki gerilemesinin önüne geçme çabası boşunadır. Çünkü yönetici çevreler kendi çıkarları yüzünden her şeye karşı çıkmaktadırlar. Avrupa'daki sanayi inkılabı yeni dengeler oluştururken İslam devletinin psikolojik ve politik katılığı reform ve devrimlerin önüne set çeker. Aydınlanma çağını yaşayan Avrupa ya karşın Balkan ülkeleri geri kalmış bir kültüre ve yarı sömürge bir ekonomiye sahip bölgeler haline gelir. Ekonomik açıdan da Osmanlı Avrupa'ya bağımlı bir haldedir. Osmanlı hammaddesi Avrupa'ya gidiyor, mamul olarak tekrar dönmektedir. Balkanlardan Osmanlı hakimiyeti iyice zayıflar, burada paşalar kendi beyliklerini kurarlar. Ayan denilen bu beyler öyle ki diğer devletlerle iş birliği yapmaktadırlar.
Bizi Facede sosyal Medyada Takip edin.Pomaklar hakkinda her seyden an itibari ile Haberiniz olsun .. Pomakbülteni Haber Portalı.