Osmanlı Devleti’nin Balkanları ve Anadolu’yu kontrolü altına almayabaşlaması her iki coğrafyanın da sosyolojik ve demografik dengelerinde birtakım değişimler yaratmıştır. Anadolu Beyliklerinin tebaasının devletin “iskânsiyaseti” kapsamında Balkan coğrafyasına gönderilmeleri bölgeninİslamlaştırılması için en önemli kaynak olmuştu.
Tarih boyunca yaşanan bütün göçleri ve bu göçlerde karşılaşılan kıyım ve kırımları anlatmak bir makalenin hacmine sığmaz. Onuniçin biz daha çok 19. yüzyılda Pomakların uğradıkları göçlerin,sürgünlerin, kıyım ve kırımların bir bölümünü, özetlemeye çalışacağız.
Pomakların
varlıklarını sürdürdüğü 5 Avrupa ülkesindede Potansiyel etnikbir tehdit
olarak görülmekte asimilasyon politikalarına maruz kalan Birdevletsiz
halk eritilmesi gereken bir azınlık olarak görülmektedir. AslındaMesele
farklılıklar değil, etnik kimliktir .
Rumi 1293 yılında olması nedeniyle tarihimize Doksanüç Harbiolarak geçen bu savaş büyük çapta bir etnik azınlık kıyımına, dehşetverici paniğe sebep olmuş, işgal altına giren bölgelerin halkı da göç yollarınarevan olmuştur. Ruslar, Kırım Savaşında uyguladıkları en acımasız yöntemleri busavaşta da uygulamışlardır. Katliamlarla birlikte Pomaklar evlerindenbarklarından koparılarak göçe zorlanmışlardır.
Pomakça Bizim Anadilimizdir Dilimizi Öğrenelim , geliştirelim , eksiklerimizi tamamlayalım.
Berlin Antlaşması, Bulgaristan’da yaşayan pomakların dini, kültürel ve eğitim konusundaki hak ve özgürlüklerinigaranti altına alıyor ve bunların Bulgar anayasasında yer alacağını hükmebağlıyordu. 1884’de çıkartılan Resmi ve Özel Okullar Yasası, BerlinAntlaşması kararları doğrultusunda Azınlık okullarını özel statüdesayıyor ve bunların yönetim ve denetimini Pomak ve Türk cemaatine bırakıyordu.1891’de yürürlüğe giren Milli Eğitim Yasası, pomak ve Türk okulları üzerindekiyerel yönetim yetkisini artırıyordu.
Bundan tam 130 yıl önce, Balkan şehirlerinin karanlık mahzenlerindeki cellâtlara gün doğmuştu. 130 yıl önce kara bulutlar tünedi tepemize. Haramiler rahat etsin diye cellâtlara emir verildi. Ve hunharca yağmalandı geleceğimiz, hunharca katledildi Pomak Halkımız , acımasızca elimizden alındı Topraklarımız. Karınları deşilerek öldürüldü hamile analarımız, bacılarımız , Samanlıklara doldurup yakıldı üstüne gaz dökülerek Pomak köylülerimiz ve Hâlâ yüreğimizde taze ve hâlâ yaşıyor dövüşerek ölenlerin acıları.
Pomak ulusal kimliği” her ne kadar dillerde yeni yeni dolaşmaya başlayan bir kavramsa da, yüzyıllar içinde bir çok merhaleden geçmiş, birçok farklı isim almış, zaman zaman törpülenmiş, zaman zaman yenilenmiş, hasılı yaşayarak, değişerek, olgunlaşarak, canlılık mahiyeti ile mütenasip biçimde bugünkü halini almış kadim bir “kimliktir. Ulusal kimlik, oluşum süreci, bireysel kimlik gibi çok zor ve meşakkatli, uzun yıllar alan, sağlam bir maya gerektiren bir olgudur.
Bundan tam 130 yıl önce, Balkan şehirlerinin karanlık mahzenlerindeki cellâtlara gün doğmuştu. 130 yıl önce kara bulutlar tünedi tepemize. Haramiler rahat etsin diye cellâtlara emir verildi. Ve hunharca yağmalandı geleceğimiz, hunharca katledildi Pomak Halkımız , acımasızca elimizden alındı Topraklarımız. Karınları deşilerek öldürüldü hamile analarımız, bacılarımız , Samanlıklara doldurup yakıldı üstüne gaz dökülerek Pomak köylülerimiz ve Hâlâ yüreğimizde taze ve hâlâ yaşıyor dövüşerek ölenlerin acıları.
Pomak ulusal kimliği” her ne kadar dillerde yeni yeni dolaşmaya başlayan bir kavramsa da, yüzyıllar içinde bir çok merhaleden geçmiş, birçok farklı isim almış, zaman zaman törpülenmiş, zaman zaman yenilenmiş, hasılı yaşayarak, değişerek, olgunlaşarak, canlılık mahiyeti ile mütenasip biçimde bugünkü halini almış kadim bir “kimliktir. Ulusal kimlik, oluşum süreci, bireysel kimlik gibi çok zor ve meşakkatli, uzun yıllar alan, sağlam bir maya gerektiren bir olgudur.